DUN MAZELİ / GIYASİ AYDEMİR
tapınacak tanrıları yaratıp çoğaltınca insanlar
para pul kat şan şöhret kafasında mahmud’un
değil mi ki biat etmek tek saltanatı cahilin
her çağda yeri mutlak firavunla nemrudun
değerini ancak sarraf bilir deseler de altının
ayıların yediğine tanığım en kralını armudun
tomruktan ağaç çıkarmaya çalışıyor malûm zat
kökü çürük gövdesi çot nerden baksan özsüz odun
sanat bilmez sanatçıya zıt kargadan başka kuş yok
deprem yıkmış yer yarılmış anırtı sanıyor sesini udun
gönüllü çok çırpınan umarsız kurumlar darmadağın
halk kimden yardım umar eli üstünde haydudun
bulut üstü monark oligark teogark garkıltıyla sallanıyor
ne subaşı ne ases ne tulumbacı kendi başına kara budun
dönemedi titreyip kendine nizam aynı abesle iştigal
adı kalmış işe yaramadı methedilen sesi davud’un
mahmur mahur hüsran hüzzam sagu ağıt gün
arada tonla acı kakıcı sonu var mı acıda hududun
uçurumda filizlenen titrek incir fidanlarıyız şimdi
kanatları büyüyen bir öfke kuşu iliştirdik yanına umudun