LOADING...

En üste git

Mayıs 15, 2024

orası gece görünürYORDU / ERGÜN GEZİCİ

 

I

 

trenin salladığı tavan da duyuyordu mezarlara

açılan kapılar, ferahtı kurbağanın öpülemeyeceği kuraklık,

sigarası sönmeyen imparatorluklar kurmuş

 

sallanıyordu gece engin biraz huşu

siğilse şeylerin kültür tarihinde olgunlaşarak

sunmuyordu soluğunu eline aldığı gövdeyi,

gece kaos biraz hışım. harabe pervazındaki turşulu yalnız

saat sonu anlıyordu direklere bakarak

değiştirebileceğini komşuları. gece gündüz

 

çölümde bin serap kardeşimin

çölümde hep serap bakışı

 

II

 

taş üstüne sarılmış tel ısıtırsa tadını bellemediği

neden yemekler sevilmez meraklanıyordu pazara çıkan

satıl, firketenin tutamadığı hurçların yorganlarını

feodal sanınca sinek iştahı kanım, zaten

kullanmayacağım “soğuk su içer misiniz” çocuğuna

kubbe kuruyordu şehre çıkıp

-bilmemenin hafifliği ironik

-bilmenin rahatlığı paradoks

nar gibi kadınlardan çıkan tandır dedikoduları

adamların gövdesine kaçta uyursa karanlık

uyusun kalktığı

 

ölüm beğendirip kuruluyordu damıma yıldız

 

III

şehirler büyüYORDU tüneller büyüYORDU fabrikalar

ahlak büyüYORDU haklar büyüYORDU bunalımlar

okundukça kuran haraşo sanıyordu hayatı şeritleri görenler

kabrindeki yılanlar daraltır diye uzayını

bağışlamıyordu organlarını bu yüzden daha çok elbiseler

 

orası büyüYORDU şeyhler ve türbeler BÜYÜdükçe

orası bakınıp bakınıp görmediği şeytan işlerine

bıyıkları yeni terlemiş sessizlik içinde o bakışı

gıcırtılı bir bodrumun elinden tutup -oysa tavanı yarılmış

tornavida kokularına masura kokularına menteşe kokularına

sine bulana ekliyordu. cüzdanımda sası

 

mozaiklerinden renkler biriktirip koyuyordum cebime apartmanı

aminlerle

 

IV

güğümden endemik aşk devşiren yabanıl minder

yüzünde dağ çiçekleri gezindiği bengi göğün altında şark

büyüdükÇE karışan dil-emma

değerlerin değerine karar veren din

çıkarmalar yılı değişen formalar sebepsiz suç

hamaylıyı çıkartıp karaya elleri yıkatan kırmızı toprak

evcildi ekilemiyordu

 

V

anlıyordum yaşadıkça

görmeden sevilen bir yeri bu huy soylu vahşi

oraya taşıdığım bir kent bir köy, sırtlar

sırtımda üstelik. bölüşülüyordu gece ağını içirip

 

yetişirim avuntusu büyüYORDU

dağ eriyordu kendinden ama olmuyordu bî-sütun

 

 

 

Loading

Sosyal Ağlarda Paylaş:
Önceki Yazı

BAŞKALARINA AİT / BEYZANUR KARAGÜZEL

Sonraki Yazı

MÜMKÜNLERİ KEDERİ GÜZELLEYEREK DENEMEK / AYFER KARAKAŞ

post-bars

Bir Yorum Yapın