LOADING...

En üste git

Eylül 1, 2023

DÜNYA EDEBİYATINDA 21. YÜZYIL – DİKKAT ÇEKEN KİTAPLAR / TURHAN YILDIRIM

 

İçinde bulunduğumuz asır, pek çok değişimin yaşandığı ve başka kökten değişikliklere de gebe olduğunu görebildiğimiz enteresan bir çağ. Bunun edebiyata yansımalarını da rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Post-postmodern ya da meta-modern olarak da isimlendirilen zamandayız. Kimilerinin adına “Yapay Zekâ Çağı” dediği bir döneme adımımızı attık. Edebiyata geldiğimizdeyse son yıllarda yapay zekânın yaptığı çeviriler, yapay zekâ yardımıyla yazılan ya da tamamen onun eseri olan kitaplar gibi daha önce hiç gündemimizde olmayan konularla baş başayız. Tam da böylesi bir vakitte, bu yüzyılın hangi kitapları dikkat çekiyor sorusuna verdiğim cevapları, aşağıda liste halinde sizlere sunacağım. 21. yüzyıl dediğimizde her ne kadar başlangıç tarihini 1 Ocak 2001 itibarıyla alsak da çok önemli bazı eserlerin yayımlandığı 2000 senesini de göz ardı etmemeyi ve bu yazının içine dahil etmeyi uygun gördüğümü belirtmem gerek. Dikkat çeken kitaplar olarak gözlerime takılan tüm yapıtlar, Türkçe çevirisi yapılmış eserlerdir. Sözü daha fazla uzatmadan 2000 senesiyle başlayalım listemize.

1.Mark Z. Danielewski-Yapraklar Evi (House of Leaves- 2000) 20. yüzyılda James Joyce’un Ulysses’i ne yaptıysa bu asrın son yılında da Amerikalı yazar Mark Z. Danielewski bir benzerini yaptı. Biçimsel olarak kurgusu arşı alaya çıkan bir eser Yapraklar Evi. Çok değişik, farklı, acayip bir roman. Her ne kadar türüne roman desek de tıpkı Ulysses özelinde olduğu gibi “roman” türünün tanımlaması bu metni karşılamayacaktır. Böylesi yapıtlar için “Anlatılamaz ancak özel bir okuma deneyimi yaşanır,” ifadesini rahatlıkla kullanabilirim. Böylesi hacimli ve pek çok biçimsel hareketin olduğu bir eserin dilimize çevrilebilmiş olması da ayrıca bir başarı. Yapraklar Evi ilk olarak Monokl Kitap tarafından 2018 yılında Gökhan Sarı çevirisiyle yayımlandı. Bu sene ikinci baskısı yapılan 800 sayfalık dev roman, kurmaca dipnot ve dipnot üzerinden kurmaca anlatıcı kullanımıyla da fazlasıyla kıymetli.

2.Mario Vargas LLosa -Teke Şenliği (La Fiesta del Chivo – 2000)

2010 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Perulu yazar Mario Vargas Llosa’nın 20. yüzyılın son senesinde yayımlanan romanı Teke Şenliği, şüphesiz ki onun en önemli eserlerinden biri. Dominikli diktatör Rafael Trujillo rejimini anlatan yapıt, içeriği itibarıyla da oldukça özel bir kitap. Öneri olarak bu döneme odaklanan ve ilk olarak 1994 yılında yayımlanan Amerikalı yazar Julia Alvarez’in Kelebekler Zamanı (In the Time of the Butterflies) adlı romanıyla da ardı ardına okunabilir. Bu roman ayrıca Llosa’nın kuzeni Luis Llosa tarafından aynı isimle 2005 yılında sinemaya da uyarlanmıştır. Filmin başrolünde Isabella Rossellini de oynamıştır. Dilimize ilk olarak 2003 yılında Peral Bayaz tarafından çevrilen ve Can Yayınları tarafından yayımlanan eser, şimdiye kadar on bir kez baskı yapmıştır.

3.Ian McEwan – Kefaret (Atonement – 2001)

İngiliz yazar Ian McEwan’ın önde gelen romanlarından biri olan Kefaret, 1935 yılından başlayarak uzunca bir zaman dilimine yayılarak aşk, suç gibi kavramlarla insan ilişkilerine odaklanır. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı gibi tarihin insanlık açısından en zorlu dönemini de kapsayan roman, 21. yüzyıla girilen ilk yılda yayımlanmış dikkate değer bir yapıt. Bu kitabın, 2007 yılında yönetmen Joe Wright tarafından uyarlanmış bir de filmi bulunmaktadır. Ülkemizde ilk olarak 2018 yılında Püren Özgören çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan eser, şimdiye kadar altı baskı yapmıştır.

4.Haruki Murakami – Sahilde Kafka (Umibe no Kafuka – 2002)

Büyülü gerçekçilik türünde Dünya edebiyatının günümüzdeki önemli temsilcilerinden biri Japon yazar Haruki Murakami. Bu eseriyle de 2006 yılında roman dalında World Fantasy Award’ı kazanmıştır.Sahilde Kafka, babasının dile getirdiği kehanet nedeniyle Kafka Tamura’nın on beş yaşına girdiği gün evinden kaçışıyla başlayan serüveni bizlere anlatır. Haruki Murakami ismi, Nobel Edebiyat Ödülü’nün kazananı kim olacak bahislerinde öne çıkan bir yazar. Fakat şimdiye kadar ödülü kazanamadı. Kitapları çoksatar olan yazarın bu romanı, ilk olarak 2009 yılında Doğan Kitap tarafından Hüseyin Can Erkin çevirisiyle yayımlandı.

5.Don DeLillo – Kozmopolis (Cosmopolis – 2003)

Don DeLillo, Amerikalı eleştirmen Harold Bloom tarafından Thomas Pynchon, Philip Roth ve Cormac McCarthy ile birlikte Amerikan edebiyatında döneminin en önemli yazarları arasında gösterilmiştir. Yazarın başyapıtı olarak 1985 yılında yayımlanan romanı Beyaz Gürültü görülse de 2003 yılında yayımlanan Kozmopolis de dikkate değer bir eseridir. Küreselleşen dünyanın yaşadığı kaosu romanlarında gayet iyi anlatan DeLillo, bu kitabında da Eric Parker adlı genç bir milyarderin hayatı üzerinden okura aktarıyor. Kozmopolis ayrıca Kanadalı yönetmen David Cronenberg tarafından 2012 yılında sinemaya uyarlanmıştır. Ülkemizdeyse ilk olarak 2008 yılında Everest Yayınları tarafından Gül Çağalı Güven çevirisiyle yayımlanmıştır.

6.Roberto Bolaño – 2666 (2666 – 2004)

Şilili yazar Roberto Bolaño’nun yaklaşık 1200 sayfalık başyapıtı 2666, beş novelladan oluşan oldukça enteresan bir eser. İlk hikâyeyle sonuncusunun bütünleştiği, diğerleriyle de zincirle bağlı olan bu metin, 21. yüzyılın şüphesiz ki en farklı yapıtlarından biri. Yazarın yayımlanmasını hayattayken göremediği romanı, okuyucu oldukça değişik ve uzun soluklu bir okuma yolculuğuna çıkarıyor. Dilimizde ilk olarak 2012 yılında Zeynep Heyzen Ateş çevirisiyle Pegasus Yayınları tarafından yayımlanan eserin ikinci baskısı 2021 senesinde Can Yayınları tarafından basılmıştır.

7.Kazuo Ishiguro – Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go – 2005)

Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro’nun en önde gelen romanlarından biri Beni Asla Bırakma. Yazarın Günden Kalanlar adlı eseriyle birlikte en çok okunan, bilinen kitabı olduğunu söylemek gerek. Nobel Edebiyat Ödülü’nü 2017 yılında kazanan Ishiguro, kültürel köklerini Avrupa’yla birleştirebilmiş farklı bir yazar. Zaten bu farklılık da ona en büyük ödülü kazandırdı. Beni Asla Bırakma distopya türü içinde sınıflandırılan, 21. yüzyıl eserleri içinde baktığımızda bu tarzın önde çıkan kitabı olduğunu söyleyebiliriz. Bu roman ayrıca 2010 yılında Amerikalı yönetmen Mark Romanek tarafından sinemaya aynı isimle uyarlanmıştır. Türkçede ilk olarak 2007 yılında Mine Haydaroğlu çevirisiyle YKY tarafından yayımlanmıştır.

8.Cormac McCarthy – Yol (The Road- 2006)

Amerikalı eleştirmen Harold Bloom’un kare asında bulunan bir diğer yazar da Cormac McCarthy’dir. Yol için onun en önde gelen eseri diyebiliriz. Bu roman 2007 yılında ABD’nin en önemli edebiyat ödülü olan Pulitzer’i kazandı. Post-apokaliptik türün 21. yüzyılda önde gelen kitaplarından biri olan Yol, 2009 yılında Avustralyalı yönetmen John Hillcoat tarafından aynı adla sinemaya uyarlanmıştır. Bu roman Türkçede ilk olarak 2019 yılında Sevin Okyay çevirisiyle İthaki Yayınları tarafından yayımlanmıştır. İthaki Modern dizisi altında yayımlanan bu eser dışında, yazarın İhtiyarlara Yer Yok ve Tanrı’nın Bir Kulu adlı yapıtları da aynı dizide yer almaktadır.

9.Junot Diaz – Oscar Wao’nun Tuhaf Kısa Yaşamı (The Brief Wondrous Life of Oscar Wao- 2007)

Dominik doğumlu olan ama altı yaşında ailesiyle ABD’ye göçen Diaz’ın bu eseri, mekân olarak New Jersey’de geçmektedir. Tıpkı Teke Şenliği ve Kelebekler Zamanı gibi Dominikli diktatör Rafael Trujillo rejiminden de bahseden roman, belirttiğim iki kitapla birlikte dokunabilir. Cormac McCarthy’nin Yol adlı eserinden sonraki yıl bu kitap 2008 yılında Pulitzer Kurgu Ödülü’nü kazanmıştır. Türkçede ilk olarak 2009 yılında Püren Özgören çevirisiyle Everest Yayınları tarafından yayımlanan romanı, 2020 senesinde aynı çeviriyle İthaki Yayınları “İthaki Modern” dizisinde yayımlamıştır.

10.Annie Ernaux – Seneler (Les années- 2008)

2022 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen yazar Annie Ernaux’nun önde gelen ve sevilen eserlerinden biri Seneler. Bu kitap yazarın otobiyografik yapıtlarından biri. Zaten Ernaux Nobel’i kazandığında ödülün, “Kişisel hafızanın köklerini, mesafelerini ve kolektif kısıtlamalarını keşfetmedeki cesaretinden” yazara verildiği ifade edilmişti. Seneler, 1940’lı yıllardan 2000’lere kadar pek çok imgeyi, anıyı içinde barındıran herhangi bir türe dahil edilemeyecek bir metin. Bu kitap, Türkçede ilk olarak 2021 yılında Siren İdemen çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.

11.Thomas Pynchon-Gizli Kusur (Inherent Vice – 2009)

Harold Bloom’un kare asının bir diğeriyse postmodern edebiyatın şüphesiz en önemli isimlerinden biri olan ve münzevi hayatıyla bilinen Amerikalı yazar Thomas Pynchon. Öyle ki hâlâ hayatta olan yazarın, siyah beyaz bir gençlik fotoğrafı hariç bilinen bir resmi bulunmamakta. İlk romanı V. 1966 yılında yayımlanan Pynchon’ın sondan ikinci eseri Gizli Kusur. Tam bir postmodern polisiye türünde nitelendirebileceğimiz roman 1970’li yılların Los Angeles’ında geçmektedir. Ayrıca bu roman 2014 yılında aynı isimle Amerikalı yönetmen Paul Thomas Anderson tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Türkçede ilk olarak Feride Evren Sezer çevirisiyle 2021 yılında İthaki Yayınları tarafından yayımlanan kitap, yazarın 49 Numaralı Parçanın Nidası ve Vineland adlı romanlarıyla birlikte “İthaki Modern” dizisinde yer almaktadır.

12.Philip Roth – Nemesis (Nemesis – 2010)

Harold Bloom’un kare asının sonuncusu Amerikalı yazar Philip Roth. İlk eseri Hoşçakal, Columbus1959 yılında yayımlanan yazarın,Nemesis en son basılan kitabı.Bu roman 1944’lü yıllarda ABD’nin New Jersey eyaletindeki çocuk felci salgınını ve bunun etrafında gelişen bir hikâyeyi anlatmaktadır. Romanın anlatıcısıysa genç beden eğitimi öğretmeni Bucky Cantor’dır. Türkçede ilk olarak 2021 yılında Deniz Koç çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Bu kitap diğer Philip Roth eserleriyle birlikte “Modern Klasikler” dizisi içinde yer almaktadır.

13.Georgi Gospodinov- Hüznün Fiziği (The Physics of Sorrow – 2011)

Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un ikinci romanı olan Hüznün Fiziği, postmodern edebiyat açısından baktığımızda 21. yüzyılın bu türde önemli bir eseri. Tarihsel üstkurmaca gördüğümüz bu romanda 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı ve Bulgaristan’daki rejimin yıkılışı iç içe geçmiştir. Ayrıca Mirotor miti üzerinden de bir anlatım söz konusudur. Bu eser ayrıca Jan Michalski Edebiyat Ödülü ve Angelus Edebiyat Ödülü’ne de değer görülmüştür. Türkçede ilk olarak 2017 yılında Hasine Şen Karadeniz çevirisiyle Metis Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

14.Toni Morrison – Yuva (Home – 2012)

1993 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Amerikalı yazar Toni Morrison 1970 yılında yayımlanan En Mavi Göz romanıyla edebiyat hayatına başlamış, 1987 yılında yayımlanan başyapıtı Sevilen’le Dünya edebiyatının önemli yazarları arasına girmiştir. Yuva romanıysa onun sondan ikinci eseridir. Yaşadığı topraklardan uzaklaşıp Kore Savaşı’na katılan Afro-Amerikalı bir gencin başına gelenleri anlatan roman, özgürlük, savaş ve ırkçılık gibi kavramların üzerinden ilerlemektedir. Türkçede ilk olarak 2021 yılında Püren Özgören çevirisiyle Sel Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

15.Svetlana Aleksiyeviç- İkinci El Zaman: Kızıl İnsanın Sonu (Vremya Sekond Hend – 2013)

Beyaz Rus gazeteci ve yazar Svetlana Aleksiyeviç, 2015 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Ödülün açıklamasında yazara ilişkin, “Çoksesli yazımı ve içinde bulunduğumuz çağın ıstırap ve cesaretini anıtlaştıran,” ifadesi kullanılmıştı. Tarihi farklı bir gözle yeniden anlatan bir yazar Aleksiyeviç. Bu kitaptaysa 1991-2012 yılları arasında sıradan insanlarla yapılmış söyleşileri kapsıyor. Rejimin çöküşünün anlatımını tanıklar gözüyle yapan farklı bir eser İkinci El Zaman: Kızıl İnsanın Sonu. Anı-tarih türünde sınıflandırabileceğimiz bu eser Türkçede ilk olarak 2016 yılında Sabri Gürses çevirisiyle Kafka Kitap tarafından yayımlandı.

16.Ali Smith-İkisi Birden (How to Be Both- 2014)

İskoç yazar Ali Smith, 21. yüzyıl Avrupa edebiyatı içerisinde önemli eserler veren bir isim. Çift anlatıcıya sahip bu romanın biçimsel açıdan farklı bir kurguya sahip olduğunu söyleyebilirim. Tarihin farklı zaman dilimlerinden iki karakterin anlatımını bir araya getiren eser, bu değişik kurgusuyla öne çıkıyor. Man Booker kısa listesine kalan kitap, ayrıca Costa Kitap Ödülü’nü ve 2015 yılında Women’s Prize for Fiction’ı da kazandı. Türkçede ilk olarak 2017 yılında Işılar Kür çevirisiyle Everest Yayınları tarafından yayımlandı.

17.Yan Lianke-Güneşin Öldüğü Gün (The Day the Sun Died – 2015)

Son dönemlerde Çin edebiyatı pek çok önemli eserle Dünya edebiyatı sahnesine giriş yaptı. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Mo Yan başta olmak üzere, Yu Hua ve Yan Lianke gibi yazarlar önemli işler yapıyor. Günler Aylar Yıllar adlı romanıyla ilgi çeken yazarın, Güneşin Öldüğü Gün adlı romanı da 21. yüzyılda verdiği eserler arasında önemli bir yere sahip. Distopya türü altında sınıflandırabileceğimiz bu roman Çin Başkanı Xi Jinping dönemini irdeleyebilmek açısından da önemli bir metin. Türkçede ilk olarak 2022 yılında Erdem Kurtuldu çevirisiyle İthaki Yayınları tarafından yayımlandı.

18.Colson Whitehead-Yeraltı Demiryolu (Underground Railroad- 2016)

Yeraltı Demiryolu romanı Amerikalı yazar Colson Whitehead’e pek çok önemli ödülü getiren özel bir eser. 2016 yılında kurgu dalında Ulusal Kitap Ödülü ve 2017 yılında Pulitzer’i kazanan bu romanı tarihsel üstkurmaca türünün içinde değerlendirebiliriz. Romanda, 19. yüzyılda ABD’nin güney eyaletlerinin birinde bir köle olan Cora’nın yeraltı demiryolunu takip ederek yaptığı özgürlük mücadelesini anlatıyor. Türkçede ilk olarak 2017 yılında Begüm Kovulmaz çevirisiyle Siren Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

19.Carlos Fonseca -Hayvan Müzesi (Museo Animal – 2017)

Kostar Rikalı yazar Carlos Fonseca oldukça özgün bir yazar. Kendisinin yazarlık aklı bu listede yer alan 2666’nın yazarı Roberto Bolano’ya benzetiliyor. Müzebilimciyle moda tasarımcısını bir araya getirebilen ve okurken postmodern polisiyenin içine dahil olduğumuz oldukça özgün, enteresan bir roman. Yazarın ikinci romanı da olan Hayvan Müzesi, 21. yüzyılın en farklı metinlerinden birisi. Türkçede ilk olarak 2019 yılında Roza Hakmen çevirisiyle Metin Yayınları tarafından yayımlandı.

20.Anna Burns – Sütçü (Milkman – 2018)

Kuzey İrlandalı yazar Anna Burns’ün üçüncü romanı Sütçü. 2018 yılında Booker Ödülü’nü, 2019 yılında Orwell Politik Kurgu Ödülü’nü, 2020 yılındaysa Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü’nü kazanan bol ödüllü bir roman. Bunca ödül kazanmasının nedeniyse 1970’li yılların Kuzey İrlanda’sında politik sorunların zirvede olduğu bir zamanı ve toplumun bireylere yönelik baskısını gayet başarılı bir şekilde anlatmasından dolayıdır. Sütçü, Türkçede ilk olarak 2020 yılında Duygu Akın çevirisiyle İthaki Yayınları tarafından yayımlandı. Bu eser ayrıca yayınevinin “İthaki Modern” dizisi altında yer almaktadır.

21.Lucy Ellmann–Ördekler, Newburyport (Ducks, Newburyport – 2019)

Amerikalı yazar Lucy Ellmann, edebiyat eleştirmeni Richard Ellmann’ın kızı. Bu bilgi aslında Ördekler, Newburyport gibi 1000 sayfa boyunca bilinç akışıyla yazılmış bir romanla karşılaştığımızı bizlere açıklıyor. Çünkü Richard Ellmann James Joyce biyografilerinin en kapsamlısını yazmış bir eleştirmen. Malum bilinç akışı tekniği denilince aklımıza ilk olarak Joyce’un Ulysses romanı geliyor. 1000 sayfalık romanın çok büyük bir kısmında nokta kullanılmamış, bunun yerine Türkçeye “gerçek şu ki” diye çevrilen “the fact that” kalıbıyla başlayan cümleleri görüyoruz. Bu kalıbın sürekli tekrarıyla yazılmış, dört çocuklu kanser hastalığı atlatmış orta yaşlı bir kadının ağzından bir anlatım görüyoruz. 2019 yılında Booker kısa listesine kalan roman, Türkçede ilk olarak bu sene Mahir Koçak çevirisiyle Yedi Yayınları tarafından yayımlandı.

22.Douglas Stuart – Shuggie Bain (Shuggie Bain – 2020)

İskoç yazar Douglas Stuart’ın on sene boyunca üzerinde çalıştığı romanı Shuggie Bain, 2020 yılında Booker Ödülü’nü kazandı. İlk romanla böylesine bir ödülü kazanmak hakikaten takdire şayan. 1980’li yılların İskoçya’sında kıyıda köşede kalmış yoksul insanların hayat hikâyesinin anlatıldığı bu roman aldığı çok sayıda ödülle son yılların en önemli eserlerinden biri olduğunu bizlere gösteriyor. Türkçede ilk olarak Duygu Akın çevirisiyle 2022 yılında Can Yayınları tarafından yayımlandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading

Sosyal Ağlarda Paylaş:
Önceki Yazı

YALAN!! / İDRİS ERDOĞDU

Sonraki Yazı

AVUÇLARINIZDA ERİSİN / UĞUR DEVECİ İLE SÖYLEŞİ

post-bars

Bir Yorum Yapın