SAAT 5 / BORAN İKİZ
Sonra birkaç gökyüzü eskidi akasyalı pencerelerde. Çocuk açtı gözlerini. Mükemmel bir sabahtı. Üstündeki örtüyü kaldırdı. Kalktı ayağa ve denize doğru yürüdü. Şapkasını düzeltti. Üstüne başına çeki düzen verdi. Denize doğru sıcak bir bakış bıraktı. Ceplerini kurcaladı. Bir kalem ve buruşmuş bir kâğıt çıkardı. Dalgaların sesini resmetti kelimelerle önce. Sonra içine baktı. Biriken gemilerine. Duygularına.
Bir kuş çiz derseniz bana sayın insanlık elbette ki o bir martı olacaktır. Denize karşı sevişen bir çift kanattan daha fazlası vardır onlarda. Mütevazı asalettir bunun adı. Çoğunluktan ayrılan martılar suskundur. Rüzgârlara kafa tutarlar sevdiği deniz uğruna. Pencerenizi açtığınız da bir rüzgâr ile karşılaşıyorsanız bir martı ile öpüşmüş olabilirsiniz. Milyonlarca martı besliyorum ben içimde. Sevda gibi. Binlerce gemim var. Göremediğim limanlar. Gezemediğim yağmurlar var. Gözlerime düşmeyen damlalar gibi yıllar. Sanki hiçbiri benim değil. Sanki tek bir kişiye ait gibi tüm yollar. Aynı yere ulaşan binlerce yol var. Ağır ağır ilerlemek gerek evrende. Omuzların dokunabilir hayatına herhangi bir zaman ve yakalayabilmek lazım suskunlukları. İçsel konuşmalar bu anda başlar aslında. İçindeki senlerin orkestrası… Duyabiliyor gibiyim. İnsanların yüzlerinde duyabiliyor gibiyim ince ince melodiler.
Ruhun kanatları. . Ruhumuzda beslediğimiz martılar. Zamanın getirdiklerinin içimizde götürdükleri… Yalnızlığın hipotezi. Nano kelimeler maximum konuşmazlık. Teknoloji ile doğru orantılı.
Bak işte miçomda göründü ufukta. Şimdi bir gemi bulur biner gideriz. Belki piadır ismi. Belki de değildir. Upuzun bir saçı kaçırıp bedel istediği gözleri…
Kilitli hazinem budur benimde. Soluğuna kilitlediğim soluğum hayallerimde. Hayaller kocaman boşluklarda yüzen insan profilleri.
Ne uzun bir yolmuş sanki yıllardır yürüyor bana. Sabit bir bankta oturmama rağmen yürüdükçe uzaklaşıyor sanki…
Ayağa kalktı ve yürüdü denize doğru. Elindeki kâğıdı birer gemi yaptı ve bıraktı suya. 5 el daha ateş etti, saat beşte. Döndü hayalinden yana ve yürüdü …