SALLANAN BEŞİK / BİNNAZ DENİZ YILDIZ
Bir annenin karnındayım, herhangi bir annenin
Ağlıyor İsa kucağında Meryem’in
Dönüşüm başlıyor çilekli bahçelerde, tohum atılıyor bitki köklerine
Esmer yüzlü adamlar ırgat topluyor, bebesini sırtlıyor kadınlar
Sırra kadem basıyorum o gün, övgüler diziyorum çirkinliğime
Aynalara bakamıyorum bir daha
Kelebek etkisi, dünyanın bir ucunda kurulu salıncak, halatlarında Habil ile Kabil ve Apollo’nun şiirleri…
Sevgilim, benim küçük sevgilim, bir sandalyede
Başında siyah bir şapka, şapkada kayıp virgüller, mavi bir oto portre…
Dışbükey yüzüm-noktalarından uzayın geçtiği-görelilik-aldatmaca-öyle ki çürük raporlu bina: Yıkıldığında ayakta kalan…
Ben tüm yalanları söyleyen bir bilekliğim, kollarda şahane danslara kaldırılan ve insanlar arasında akıl hastası
Kemerim boğazımda, ayakkabılarım kapı önünde
Masa üstünde ikona, kırmızı bir kutu, çocukluğum, çocukluğumuz!
Bardaklar kırılıyor, bardaklar-sadece bardak olduğu için susuyor köşedeki minik el
Ve İsa kucağında Meryem’in yeminli hâlâ tutunacağı karanlığa
Sallanıyor beşik, rüzgârda sarsılan çalı sesleri…
Çıngırdayan zil, duada kadın dizleri, çivilenmiş her yer, çığlığı susun…
Eşikte taşlar yılanların yatağı; Ah, bilmiyor asla çocuk, ruhundaki yarayı!