CADILAR BAYRAMI/ GÖNÜL DEMİRCİOĞLU
Siliniyorum ağır ağır, gümüş tarak akar saçlarımdan. Odama çocukluğu çizen hangi gölge? Tanımıyorum. Oynarken ölmediğim saklambaçları izlerken boğuluyorum. Silin duvardan kırmızı balonumu, mavi uçurtmamı, yeşil bilyemi. Nefessizim. Ateşi olmayan tüp kokusuyla uyutuyor annem gözlerimi. Ölünce acımazmış canı çocukların. Silin duvarları. Ağırlaşıyor göz kapaklarım. Budanıyor cadılar bayramında eteğim. Dişim kazağımın bileğinde, zımpara. Saçlarım kırık, belimdeydi bir vakit. Makaslar çıkardıkça gözlerimi, yitirdim fotoğrafları enkazda. Akşamların üstü devrildi ışığıma. Çizseniz de duvarlara tutulur güneşim. Silin onları düşlerimden. Hüznün zabıtaları grevde bu gece. Yakalayamaz, biliyorum. Paletinizde tükeniyor siyahla kırmızı. Sabırsızca bekliyorum bitmenizi. Cadının ayağına sapladım kurşun kalemi, uzandım yüzüstü. Kaldırın beni yerden, çizmeyin üstüme. Saçlarımda cehennem ırmağı, köpürüyor odamın tavanına. Eridi sonuncu mum. Tutuşturun katil yürekleri. Vurun semenderi gecenin bam teline, kuşlarım gezmesin isli çatılarda. Silin kanatları duvardan, silin kafesten, silin isli çatılardan. Bayramında cadılar yakalayıp koparacak boynunu. Az sonra. Açın kafesleri, yakın katilleri, kırın kalemleri, çizmeyin! Siz çizdikçe kâkülümden kan damlıyor. Siliniyorum ağır ağır, gümüş tarak akar saçlarımdan.