SOYTARINIZI SEVİN / A.İBRAHİM
Herkes kelimelerini biriktirmiş de gelmiş ne güzel. Oysa kelimeler ağacın kendini anlatamaması gibi bir şey. Her şeyi açık açık anlatmamalıdır da. Tıpkı ağaçlar gibi. Ağaçlar dilsizdir bilirsiniz. Ağaç dilinden anlayanlar bilir ancak ve yüzyıllara sığan sırlar biriktirirler. Ve tanrıların vicdanına üfleyen ruhları vardır; yola gelmeyecek tanrılar için birer kehanettirler.
Tanrılar gariptir. Kibirlidirler; yarattıklarıyla alay edecek kadar. Tanrı alay etmek için yaratmış bizleri besbelli. Her şeyi; bizler de buna dahil.
Geçen gün saçları peçesinden çıkmış bir kadını öldürdü tanrı. Soytarı halim bile buna şaşırdı. Ya o kadını öldüren tanrıyı sevin ya da o tanrıya gidin; belki öldürülen o kadının saçlarına düşen bir yol bulunur…. Ama ne de güzel söylemiş İranlı kadınlar o sakallı adamlara; “Bizi kendi cennetinize zorla götüremezsiniz.” Yüzyılın sözlerini ağaçlardan bulmuş olmalılar.
Herkesin her konuda derin bilgilerinin olması ne güzel. Ömürleri boyunca bir ağacın başını okşayamayanlar. Derin bilgeler(!) Bakışlarınıza, sözünüzün tonuna şapka çıkartıyorum… Bir ağacın başını okşayamadığınızı bilerek… Ve bir ağacın bunu bildiğini umarak.
Dünyanın sırrını çözmeniz ne güzel. Hem de bir ağaca danışmadan. Bakışlarınız, duruşunuz; tepeden bakan gözlerinizi çok sevdim inanın. Size söylüyorum “Bayım.” Soytarınızı yanınıza aldınız mı?
Siz yaşadığınız müddetçe mezarlarınıza geleceğim….
Farkında olmadığımız dünya ölüdür; ya da biz. Oysa kesinlik bildiren sözleri sevmez şiir. Şiir olmasa da yazdıklarım, onu incitme hakkım var sanki bu gece. Siz bilmiyorsanız ben söyleyeyim. Bir anaforun içinde dönenip duran aklınızla alay ediyorum bilin istedim. İntihar etmiş bir yazardan çaldığım sözleri kusuyorum sofranıza. “İnsan içinde bir soytarıyla” dolaşırmış öğrendim. Herkes soytarısını çıkarır ve sevilir o soytarı.
Bir adamın içinde iki kişi vardır. Birisi soytarısı, biri kendisi. Oysa; insanın kendisi hep karanlıkta durur. Sonra dönüp şunları söyledim içimizi aydınlatan gökyüzüne; değer miydi?
Hiç birimizin, biz olmadığı bir dünya için soytarılarınızı sevin. Ya da güzel oynadık diyelim. İçinizde rolünü kabul ettiğiniz soytarılarla tartışın mesela . Ben öyle yapıyorum. Herkese iyi gelen masallar anlattım…. Hepimizin sahnede takındığımız yüzün aslında bir soytarı olduğunu kabul ederek; ben gerçeğim demenize inat; sizi bilmem ama ben öyle yapıyorum.
Alakasız bir final ama “Ve tanrı kadını yarattı.” Biz erkekler öldürelim diye. Örtünün arkasında sarkan bir saç teli için. Tanrı biz erkekleri seviyor ve bütün soytarılarını…
Hadi içelim….
Öldürdüklerimize tapalım hadi.